İçeriğe geç

Hasıl ne demek dinde ?

Hasıl Ne Demek Dinde? Güç, İnanç ve Toplumsal Düzen Üzerine Siyasal Bir Okuma

Giriş: Bir Siyaset Bilimcinin Düşünsel Çerçevesi

Toplumların inanç sistemleri, siyasal düzenlerin hem meşruiyet kaynağı hem de sınır çizgisi olmuştur. “Hasıl” kavramı, dinî bağlamda bir sonucun, bir oluşun, yani eylemin doğurduğu meyvenin ifadesidir. Ancak siyaset bilimi açısından bakıldığında, hasıl yalnızca bir “sonuç” değil; iktidarın görünmeyen üretim biçimlerinden biridir. Çünkü her sonuç, bir güç ilişkisinin ürünüdür. Peki, dinin tanımladığı “hasıl”, toplumsal düzenin hangi güç dengeleri içinde biçimlenir? Bu sorunun cevabı, hem siyaset biliminin hem de ilahiyatın kesiştiği bir alanda gizlidir.

Hasıl Kavramının Dini Anlamı

Dinî terminolojide “hasıl”, bir fiilin sonucunda meydana gelen şeydir. İnsanın niyetine, eylemine ve toplumsal bağlamına göre Allah katında değer bulan bir “sonuç”. Bu yönüyle hasıl, sadece bireysel bir maneviyat değil; toplumsal bir düzen fikrinin de özüdür. Çünkü her ibadet, her ahlaki davranış, toplumsal dengeyi koruma işlevi taşır. Böylece dinde “hasıl olan” sadece sevap değil, düzenin sürekliliğidir.

Hasıl ve İktidar: Gücün Görünmeyen Tezahürleri

Siyaset bilimi açısından her sonuç, bir iktidar ilişkisini yansıtır. Hasıl bu anlamda, bir iktidarın ürettiği değerler sisteminin sonucudur. Dinin belirlediği “doğru” ile devletin çizdiği “meşru” arasındaki sınırda, bireyin davranışı bir siyasal eyleme dönüşür. Michel Foucault’nun “iktidar her yerdedir” sözü burada yankılanır: çünkü dinî hasıl da bir iktidar üretir — görünmez, ama derindir.

Bir toplumda hangi davranışların “hayırla sonuçlandığı”, yani “hasıl olduğu” söylemi, o toplumun iktidar yapısını da gösterir. Kimin eylemi kutsanır, kimininki günah sayılır? Bu ayrım, sadece dinî değil, ideolojik bir sınır çizgisidir.

Kurumlar ve Hasıl: Devletin Diniyle Toplumun Dini Arasında

Kurumlar, dinî değerleri kurumsallaştırarak “hasılı” tanımlar. Eğitim sisteminde öğretilen ahlak, hukukta belirlenen adalet anlayışı ya da aile yapısına yüklenen roller — hepsi “iyi”nin ne olduğuna dair kolektif bir kararın sonucudur. Dolayısıyla, dinî bir terim olan hasıl, aslında kurumsal ideolojinin üretim mekanizması hâline gelir.

Modern devlet, hasılı ölçmek ister: başarıyı, sadakati, verimliliği… Bu ölçülerin çoğu seküler görünür, ama derinlerde dinî anlam katmanları taşır. “İyi vatandaş” ideali bile bir tür “hasıl”dır — kutsalın sekülerleştirilmiş biçimi.

Toplumsal Cinsiyet, Hasıl ve Vatandaşlık

Siyasal analizde “hasıl” kavramı, erkek ve kadın öznenin toplumsal konumlarına göre farklı biçimlerde tezahür eder. Erkekler için hasıl, genellikle stratejik ve güç odaklı bir kazanımdır. Başarı, iktidar, kontrol… Bunlar, erkeğin eyleminden beklenen “sonuçlar”dır. Kadınlar içinse hasıl, demokratik katılım, dayanışma ve etkileşim üzerinden şekillenir. Kadın özne, sonucu bireysel bir zafer olarak değil, toplumsal bir dönüşüm olarak okur.

Bu fark, sadece biyolojik değil; siyasal bir kültürün ürünüdür. Peki, hangi “hasıl” daha değerlidir? Gücün sağladığı düzen mi, yoksa etkileşimin doğurduğu adalet mi? Bu soru, bugünün siyasal dünyasında hâlâ yanıt arıyor.

İdeoloji ve İnanç Arasında Hasılın Dönüşümü

Dinî anlamda hasıl, niyetle eylemin uyumundan doğar. Ancak ideolojik sistemlerde bu uyum, çoğu zaman yönlendirilmiş bir niyete dönüşür. Modern siyaset, “iyi sonuç” kavramını sekülerleştirirken aslında dini bir yapıyı yeniden üretir: ödül-ceza, günah-sevap, disiplin-başarı… Hepsi aynı döngünün farklı yüzleridir.

Hasıl, bu açıdan modern ideolojilerin görünmez ibadetidir. Vatandaş, devletin kutsal değerlerine hizmet ettiğinde “iyi sonuç” doğurur; aksi hâlde sistem dışına itilir.

Sonuç: Hasılın Siyaseti

Hasıl, dinde olduğu kadar siyasette de bir “hesap günüdür.” Birey, kurum ve devlet, kendi hasıllarını üretirken aynı soruyla karşı karşıyadır: “Sonuç kimin için iyidir?” Bu soru, hem ahlaki hem politik bir meseledir. Din, niyetin saflığını ararken; siyaset, sonucun faydasını ölçer. Aradaki gerilim, insanlık tarihinin en eski çatışmalarından biridir.

Bugün, dinî kavramların siyasal anlam katmanlarını yeniden düşünmek zorundayız. Çünkü her “hasıl”, bir iktidarın aynasıdır.

Provokatif Bir Soru:

Hasıl olan gerçekten Allah’ın rızası mı, yoksa iktidarın rızası mı?

Etiketler: #siyasetbilimi #dinvesiyaset #iktidar #toplumsaldüzen #kadınvesiyaset

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
https://ilbetgir.net/betexper indirsplash